Uzmanlar uyardı: 2026’da LNG arz fazlası fiyatları aşağı çekecek

Küresel doğal gaz piyasasında, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatına yeni oyuncuların katılması ve mevcut üreticilerin kapasite artırımıyla 2026’da belirgin bir arz fazlası oluşması bekleniyor. Uzmanlar, bu durumun fiyatlar üzerinde aşağı yönlü baskı yaratacağını öngörüyor.

Uluslararası enerji kuruluşlarının projeksiyonlarına göre, önümüzdeki yıl ABD, Katar, Kanada, Meksika ve bazı Afrika ülkelerinde yeni LNG tesisleri faaliyete geçecek ve küresel sıvılaştırma kapasitesinde 40 milyon tonun üzerinde bir artış yaşanacak. Bu artış, 2030’a kadar kapasitenin kademeli olarak büyümesini sürdürecek. Piyasanın geleceğini LNG arz fazlasının fiyatlara etkisi, ihracat rotalarındaki değişimler ve ithalatçı ülkelerin sözleşme tercihleri şekillendirecek. Avrupa Birliği, Rusya-Ukrayna savaşının ardından Rus boru hattı gazından uzaklaşarak ABD LNG’sine yönelirken, Çin’in Rus gazı alımı artsa da toplam LNG ithalatı azalıyor. OAPEC Küresel Gaz Piyasaları Uzmanı Wael Hamed Abdel Moati, 2026’da küresel LNG arzının yaklaşık 470 milyon tona ulaşmasının beklendiğini, bunun da 2025’e kıyasla yüzde 10 artış anlamına geldiğini belirtti. Moati, bu artışın ABD’deki Golden Pass, Corpus Christi Faz-3 ve Plaquemines LNG projeleri, Katar’ın North Field East genişlemesi, Kanada’daki LNG Canada, Meksika’daki Costa Azul LNG ve Afrika’daki yeni üreticilerden kaynaklanacağını ifade etti. Moati, mega LNG projelerindeki açılış tarihlerindeki küçük gecikmelerin arz artışını sınırlayabileceğini, ancak planlandığı şekilde hayata geçmesi halinde fiyatlar üzerinde baskının önemli ölçüde azalacağını vurguladı. ABD’deki kapasite artışlarının bölgesel fiyat farklarını daraltacağı ve Avrupa ile Asya spot piyasalarında fiyatları megavatsaati 32 dolara kadar indirebileceği öngörülüyor. ICIS LNG Piyasaları Analisti Robert Songer ise, yaklaşan büyük sıvılaştırma kapasitesinin piyasada arz fazlası yaratacağını belirterek, bu fazlalığın tamamen 2026’da mı yoksa 2027’ye mi yansıyacağının henüz net olmadığını söyledi. Songer, Çin’in ithalatını azaltması ve Japonya ile Güney Kore gibi olgun pazarlarda talebin sınırlı olmasının, Asya’daki yeni ithalatçılara sorumluluk yükleyeceğini kaydetti. Ayrıca Songer, uzun vadeli sözleşmelerde alıcıların esneklik talebinin arttığını, yeni ihracat kapasitesinin çoğunun hâlâ sözleşmeye bağlanmamış olmasının da bu talebi yükselteceğini vurguladı. Kaynak: ekonomim.com