Sakaryaspor için zor zamanlar: Yükseliş ya da çöküş
Yayınlanma Tarihi :
Hiç lafı eğip bükmeden söyleyelim, Türkiye’de bazı spor kulüpleri dönem dönem bugün Sakaryaspor’un yaşadığına benzer krizleri yaşadı.
Bu krizlerin sonunda iki yıl vardır; ya işler daha da kötüye gider ve sonu tahmin edilemeyen bir durum ortaya çıkar ya da krizi fırsata çevirerek işlerin kötüye gitmesi engellenir ve hatta yükselişe geçilir.
Sakaryaspor için nasıl bir tablo ortaya çıkacak hep birlikte göreceğiz.Transferlerle ilgili bazı olumsuz yaklaşımlar söz konusuydu. Yetmedi sezona çok iyi başlamadık. Teknik Direktör İrfan Buz’un görevine son verildi.Bazıları Buz’un yerine gelen Serhat Sütlü’ye sıcak bakmadı. Şehir, futbol camiası ve Sakaryaspor'un emaktarları Sütlü'yü benimsemedi.
Ardından yönetimden istifalar gelmeye başladı. Bu da yetmedi Başkan Kıratlı genel kurul kararı alındığını duyurdu.
Amedspor’u kendi evimizde mağlup etmenin ardından biraz umutlanır gibi olunca bu kez Pendik karşısında alınan mağlubiyet herkesin moralini bozdu.Takım kaptanlığı emanet edilen Caner’in yanlış hareketleri, takım arkadaşı Burak’la yaşanan sorunlar derken kadro dışı kalmaları Sakaryaspor camiasında herkesin canını sıktı.
Böyle bir ortamda kendi evimizde ağırladığımız Sivas maçı bizim için önemliydi.En azından alınacak 3 puan biraz olsun camiaya moral olurdu.Fakat inanılmaz bir tablo ile karşılaştık.
Pazartesi akşamı oynanan maçta tribünler bomboştu. Sakaryaspor zor bir dönemden geçiyor, ama kimsenin umurunda değil. Kimse maça bile gitmemiş.Sezon başından bu yana atılan adımlar, alınan kararlar, kurulan hayaller bu akşam bir kez daha yerle bir oldu.
Yanlışın üzerine yanlış eklenerek inşa edilen bir düzenin çöküşü sahaya yansıdı.
Oynanan futbolu “silik”, “ruhsuz” ya da “kalitesiz” sözcükleri bile tarif etmekte kifayetsiz kalır. Sivasspor, zaten maddi sorunlarla boğuşan bir ekip… Ama buna rağmen sahada varlık gösteremeyen taraf ne yazık ki Sakaryaspor’du. Hırs yoktu, kazanma arzusu yoktu, konsantrasyon ise sahaya hiç uğramamıştı.
Türk futboluna sayısız isim kazandırmış, milli formaya uzanmış yıldızlar armağan etmiş, sayısız gol kralı çıkarmış bu köklü camianın, böyle kimliksiz bir oyuna mahkûm edilmesi kabul edilemez!
Ve bunun başlıca müsebbibi şudur dersek haksızlık etmiş ya da en azından kolaya kaçmış oluruz.
Bu işin sorumlusu şu kişidir diyerek yaşanan her şeyi bir kişinin sorumluluğuna indirmek asla doğru olmaz.
Burada maalesef bir tane yanlış yok. Yanlışlar var. Birden fazla yapılan yanlış var. Nereye odaklansak diğer taraf eksik kalır. Bu nedenle sadece hata şurada demeyi doğru bulmuyorum.
Kimseyi bu büyük yanlışın tek sorumlusu ilan etmenin adil olmayacağına inanıyorum.
Herkesin, hepimizin hataları var.
Sonuç ortada: Sivasspor’u yenemiyorsan, tehlike hattının soğuk nefesini ensende hissetmeye başlarsın. Çünkü futbol, vizyon ve organizasyon ister, Sakaryaspor’da ise bu kavramların adı bile anılmıyor.
Eğer bu gidişata gerekli müdahale yapılmazsa şunu açık bir şekilde söylemek isterim Sakaryaspor için çok kötü günler yaklaşabilir. Allah göstermesin telafisi zor durumlar yaşamamak adına bu gidişata müdahale edilmeli.
Bu camianın öncelikle bir ruha ihtiyacı var.
Allah aşkına tamam takım kötü ama tribünlerde de kimse yok. Çark Caddesi’nde, Uzun Çarşı'da, Yeni Cami'de, Hasırcılar'da, Çıracılar'da, Şeker Mahallesi'nde heyecan yok. Kimsenin Sakaryaspor diye bir gündemi yok. İşte o yüzden sadece şu sorumludur demek gerçekçi değil. Böyle bir ortamda biz nasıl futbol konuşabiliriz? Hangi analizi yapalım, hangi değerlendirmeyi yapalım? Bunların hiçbiri gerçekçi değil.
Muhtemelen yaşanan oyuncuları olumsuz etkilemiş. Sahada Sakaryaspor forması giyen oyuncular zihin olarak oyundan uzaklaşmış. Kendilerinde değiller. Konsantrasyonları dağılmış.
Dedim ya, acilen toparlanmamız gerekiyor. Aksi halde durum vahim..!
Yorumlar