Sakarya'daki yasa dışı dinleme davası sil baştan! İstinaf mahkemesi hükmü bu gerekçeyle bozdu
Sakarya İl Emniyet Müdürlüğü'nde sonradan FETÖ üyesi oldukları belirlenen eski emniyet müdürleri Mustafa Aktaş ve Ali Bilkay ile 8 eski polis ve 1 kişinin yargılanarak, 16 yıl 25 ay 15 gün ila 123 yıl 130 ay 420 gün arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldığı davadaki hükümler Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi'nce bozuldu
Yayınlanma Tarihi :
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimin ardından ortaya çıkarılan skandallardan biri de Sakarya'da 100'ün üzerinde siyasetçi, iş adamı, esnaf, gazeteci ve bazı polislerin yasa dışı dinlenmesine ilişkindi...100'ün üzerindeki kişinin çeşitli terör örgütleriyle ilişki halinde gösterilerek uzun süre yasa dışı dinlenmesiyle ilgili Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada firari eski Sakarya İl Emniyet Müdürü Mustafa Aktaş, firari eski Sakarya Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Murat Akça ve yine firari olan eşi Deniz Akça'nın dosyaları ayrılmıştı.
Hakkındaki FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklu olan eski Sakarya İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay ve 8 polis hakkında süren yargılama yaklaşık 8 yıl sonra, 13 Mart 2025 tarihinde karara çıktı.
Sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü üyeliği", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği", "Haberleşmenin gizliliği ihlali" ve "zincirleme şekilde haberleşmenin gizliliğini ihlal" suçlarından 16 yıl 25 ay 15 gün ila 123 yıl 130 ay 420 gün arasında değişen hapis cezaları verildi.
Bu haberi kaçırmayın Sakarya'da 8 yıldır süren yasa dışı dinleme davasında karar! Mahkeme yüzlerce kişiyi dinleyen o polislere ceza yağdırdı Devamını Oku Taraflar kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi'ne (BAM) taşıdı. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, çeşitli gerekçelerle Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin hükmünü bozarak kararı mahkemeye geri gönderdi. Davanın yeniden görülmesine 23 Aralık 2025 Salı günü başlanacak.
Sakarya BAM 2. Ceza Dairesi'nin hükmü bozma gerekçeleri şu şekilde sıralandı:1- Sanıklar hakkında "Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması suçuna ilişkin TCK'nın 133/1, maddesi, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal suçuna ilişkin TCK'nın 134/1. maddesi, Haberleşmenin Gizliliğini İhlal suçuna ilişkin TCK'nın 132/1, maddesi" uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında yerel Mahkemece eylemlerin bir bütün halinde TCK'nın 132/1. maddesinde düzenlenen Haberleşmenin Gizliliğini İhlal suçunu oluşturduğu kabulü ile kurulan mahkumiyet ve düşme kararlarının incelenmesindeYargıtay 3. Ceza Dairesinin 2021/679 E ve 2023/5165 K sayılı, 2021/2330 E ve 2023/5164 K sayılı, 2021/2150 E ve 2023/5163 K sayılı, 2021/11238 E ve 2023/5162 K sayılı, 2022/39808 E ve 2023/2715 K sayılı, 2022/40464 E ve 2024/4329 K sayılı, 2021/684 E ve 2023/5161 K sayılı, 2021/593 E ve 2023/2157 K sayılı İçtihatları, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 2025/205 E ve 2025/4377 K sayılı içtihadı ve benzer istikrar kazanan içtihatlarına göre sanıkların, mağdur ve katılanlara yönelik hukuką aykırı şekilde ve örgütsel amaçla gerçekleştirdikleri dinleme ve teknik takip işlemleri nedeniyle eylemlerinin TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı gereğince yalnızca en ağır cezayı gerektiren haberleşmenin gizliliğini ihlal etme suçundan cezalandırılmaları yerinde ise de; Haberleşmenin gizliliğini ihlal etme suçu yönünden, hukuka aykırı şekilde ve örgütsel amaçla gerçekleştirilmesini sağladığı dinleme işlemleri nedeniyle sanıkların bu suçtan her bir katılan ve mağdura yönelik eylemi nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verildiği, ancak, aynı suç işleme kararı kapsamında, aynı saikle ve örgütsel amaçla gerçekleştirilen dinleme işlemlerinin hukuki anlamda tek bir fiil olması nedeniyle sanıklar hakkında haberleşmenin gizliliğini ihlal etme suçundan suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanıkların amaç ve saiklerine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak ve alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tek bir mahkumiyet hükmü kurulup, bu cezadan TCK'nın 43/2 nci maddesi yollamasıyla TCK'mın 43/1 inci maddesi gereğince suçun işlenme ve suçun mağduru sayıları da gözetilip her bir sanık için bir artırım oranı belirlenerek zincirleme suç hükümleri uygulanması gerekirken, müşteki ve katılanlar adedince ayrı ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması,
2- Sanıklar hakkında zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken, sanıkların suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanıkların amaç ve saiklerine göre temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayini yerine alt sınırdan hüküm kurularak eksik ceza
3- Sanıklar hakkında zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun terör örgütünün faaliyeti kapsamında işlendiği kabul olunup TMK'nın 5/1. maddesinin uygulanmasına rağmen bu suç yönünden verilen cezasının TCK'nın 58/9 gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmemesi,
4-Yargılama evresinde davaya katılma talebinde bulunan katılma hususunda talebibulunan müşteki Orhan B.'ın bu talebiyle ilgili bir karar verilmemesi,
5-Müşteki Bayram A. K.'nin, sanıklar hakkında şikayetçi olduğunu beyan etmesi üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 238/2. maddesi uyarınca kamu davasına katılmak isteyip istemediği sorulmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümlerkurulması,
6-Sanık Ali Bilkay hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan davanın reddinekarar verilmesine dayanak teşkil eden İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/97 esas sayılı dosyası ile aynı suçtan verilen mahkumiyet kararı ve kesinleşme şerhi dosya arasına alınmadan hüküm kurulması,
7-Yargılama aşamasında vefat ettiği anlaşılan katılanlar Yaşar Yazıcı ve AhmetSoğuk'un yasal mirasçılarının davadan haberdar edilip delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanması gerektiğinin gözetilmemesi,
8-Aradan geçen zaman da dikkate alınarak UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgihavuzunda araştırma yapılarak sanıklar hakkında başkaca bir bilgi yahut beyan bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa dosya arasına alınması, duruşmada sanıklara ve müdafilerine okunarak diyeceklerinin sorulması;
Kabule göre;1-Sanık Ahmet Y. hakkında, katılanlar Hanifi A., Nurgül A. ve Şinasi D. bakımından 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonraki tarihlerde alınan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına dair talep yazılarında ve Mahkeme kararlarında isimlerinin yer aldığının belirlenmesi ve Mahkemenin gerekçesinde de bu konuda kabulü bulunmasına karşın, adı geçen katılanlara yönelik eylemleri nedeniyle cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yanılgı suretiyle bu katılanlara yönelik eylemler yönünden zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi,
2-Yargılama sırasında 24/02/2017 tarihli birinci celsede kamu davasına katılmasınakarar verilen, aynı celse alınan ifadesinde şikayetinden vazgeçtiğini beyan eden mağdur Şenol Y.'a yönelik haberleşme gizliligini ihlal suçu nedeniyle sanıklar Abdulhamit A., Ahmet Y. hakkında şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, istinaf istemleri bu nedenle yerinde görüldüğünden, CMK'nin 280/1-d maddesi uyarınca hükmün sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, Kararın bir örneğinin Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına, dosyanın yeniden incelenerek karar verilmek üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine,CMK'nın 280/1 ve 286/1 maddeleri gereğince KESİN olarak 01/10/2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Yorumlar