Mudurnu'nun zehri Ankara’ya referans oldu. Liyakat kırmızıya boyanan suda boğuldu
Yayınlanma Tarihi :
Liyakatın değil, "damat" olmanın, iş yapmanın değil, sırtını dayamanın geçer akçe olduğu bir hikayedir bu...
Sakarya’da nehirler zehir, dereler boya akarken; bu tablonun bir numaralı sorumlusu Ankara’ya "Çevre Yönetimi"nin başına terfi ettirildi.
Şaka gibi değil mi? Ama gerçek.
Kocaeli siyasetinin tanıdık siması, bana göre Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi siyasetçilerinden biri Şevki Yılmaz’ın damadı Nedim Arsal, kariyer basamaklarını adeta sıçrayarak tırmandı.
İlçe başkanlığı ile başladığı tanınmış kariyerinde 7 yıldır Sakarya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü olarak görev yapan Arsal, artık Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı.
Kağıt üzerinde bakıldığında "Ne güzel, bürokraside yükseliyor" diyebilirsiniz.
Ancak madalyonun Sakarya tarafına, yani Arsal’ın "eserine" baktığınızda durum hiç de öyle parlak değil.
Hatta kapkara, tıpkı Mudurnu Çayı gibi!
Nedim Arsal’ın Sakarya karnesi, çevre felaketleriyle dolu.
Hepsine değil ama en kronikleşmişlerden birine değinsek yeter.
Onun görev süresi boyunca Akyazı’daki Mudurnu Deresi, doğal rengini unuttu.
Bir gün kırmızı, bir gün simsiyah, bir gün köpük köpük zehir aktı. Balıklar öldü, köylü isyan etti, tarım arazileri zehirle sulandı.
Peki, "Çevre İl Müdürü" sıfatını taşıyan Arsal ne yaptı?
Görünen o ki; çevre katliamı yapan fabrikalara, arıtmasını çalıştırmayan işletmelere "dur" demek yerine, Ankara biletini hazırlamakla meşguldü.
Sakarya Nehri zehir akarken, Mudurnu can çekişirken o koltukta oturan irade, bu felaketi seyretmekle yetindi.
Normal şartlarda, sorumlu olduğu ilde çevre felaketleri rutine binmiş bir bürokratın soruşturma geçirmesi, görevden alınması beklenir.
Ancak burası Türkiye...
Eğer arkanız sağlamsa, kayınpederiniz Şevki Yılmaz gibi etkili bir isimse, nehirlerin zehir akması kariyerinizi etkilemiyor.
Aksine, başarısızlığınız "terfi" ile taçlandırılıyor.
Vatandaşın "Su hayattır, deremizi öldürmeyin" feryatları Ankara’nın dehlizlerinde kaybolurken, o feryatları duymayan kulaklar şimdi ulusal düzeyde çevre politikalarını yönetecek.
Sakarya’daki 3-5 fabrikanın atığına söz geçiremeyen (veya geçirmeyen) bir irade, şimdi Türkiye’nin çevre yönetimine yön verecek.
Aklımda deli sorular: Bölgesel bir çevre felaketini engelleyemeyen, Mudurnu’nun çığlığını duymayan bir bürokrat, Genel Müdür Yardımcısı olduğunda ne değişecek?
Sakarya’da elle tutulur hiçbir icraatı olmayan, aksine dönemi çevre tahribatıyla anılan bir ismin bu kadar kritik bir göreve getirilmesi, "Çevre Bakanlığı çevreye mi bakıyor, yoksa tanıdıklara mı?" sorusunu akıllara getiriyor.
Sakarya kurtuldu belki ama şimdi sıra Türkiye’nin geri kalanında mı?
Mudurnu’nun ahı üzerinde, Sakarya Nehri’nin zehri hafızalarda...
Yeni göreviniz hayırlı olsun Sayın Arsal; Ama lütfen Sakarya'da yapmadıklarınız, Ankara'da yapacaklarınızın teminatı olmasın!
Yorumlar