Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde olmak çok önemlidir.
Fethullah Gülen, Erdoğan’ın himayesinde olanların en ünlüsüydü.
Reza Zarrab da öyle böyle değil çok güçlü şekilde Erdoğan’ın himayesinde himayesindeydi.
Amerikan ambargosunu kırıp İran ile Türkiye arasındaki ticareti yönetiyordu Zarrab.
Ancak; 17 – 25 Aralık “rüşvet ve yolsuzluk” lağımı patladı.
Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış ile baba-oğul tapeleri ortalığa saçıldı.
Ruhsar Pekcan Erdoğan tarafından bakan yapılınca ilk icraatı aile şirketi Nanoksia’ya Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan 1,4 milyon liralık yatırım desteği verdi.
Pekcan bu para ile üretilen dezenfektanları aile şirketine 9 milyon lira ödeyerek bakanlığına satın aldı.
Pekcan ailesi kazandıkları paralarla yaşamlarını Erdoğan’ın himayesinde sefa içinde sürdürüyor.
Ailesi Erdoğan’a yakın olan Ali Yeşildağ, 7 Mayıs 2023’te yayınladığı video kaydında Antalya Havalimanı işletmesi için yapılan ihalede Erdoğan'ın 1 milyar dolar rüşvet aldığını Mücahit Arslan’ın adını da vererek iddia etmişti.
Yeşildağ halen Yunanistan’da tutuklu.
Yunan mahkemesi Türkiye’ye iadesine karar verdi ama Yunan hükümeti her nedense iade etmiyor.
Bu iddialar üzerine ihalede adı geçen şirketler ve Mücahit Arslan (asıl adı Ali İhsan Arslan) hakkında cumhuriyet savcıları soruşturma açtı mı?
Hayır.
25, 26 ve 27. Dönem Milletvekili olan Arslan da Erdoğan’ın himayesinde Ankara’da müteahhitlik yapıyor.
CHP lideri Özgür Özel’in açıkladığı “İBB borsası, avukat - savcı kumpas iddiası ve 2 milyon dolarlık “iftira” belgesi” üzerine Adalet Bakanı Yılmaz Tunç dedi ki;
“Bir avukatın kendi müvekkiliyle yaptığı görüşme… Yargının ne alakası var?”
Erdoğan ile Gülen arasında,
Zarrab ile 4 bakan arasında,
Bakan Pekcan ile aile şirketi arasında
Yeşildağ, Arslan, Erdoğan ve şirketler arasındaki ilişkilerin yargı ile ne alakası var ki?
Yılmaz Tunç yargı sistemini deşifre etti.
128 Milyar doları buharlaştıran damadı Maliye Bakanı Berat Albayrak da
Kartalkaya’da otel yanarken sabah sporu yapan Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da
Yeni doğan bebekler skandalının il sağlık müdürü iken bakan yapılan Kemal Memişoğlu da Erdoğan’ın himayesinde olanlardır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan hakkında, “görevi başında zimmetine para geçirmek ve haksız mal edinmek” suçlamalarıyla İstanbul cumhuriyet savcılığı tarafından hazırlanan iddianame Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
“AKBİL skandalı” davasından dolayı 21 Şubat 1994’te açılan davada 14 yıla kadar hapsi istendi.
10 Temmuz 2002’de mahkeme başkanı İsmail Rüştü Cirit’ti.
Mahkeme sonunda Erdoğan “beraat” ettirildi.
Evet Erdoğan tarafından Yargıtay Başkanı yapılan ve birlikte çay topladıkları o Cirit işte bu Cirit.
Peki, bu davanın temyiz aşaması ne oldu?
AKBİL davasındaki beraat kararı;
Dava açan savcılar tarafından da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da bu dava temyize götürülmedi.
“Erdoğan’a devlet / yargı himayesi” ta o günlerden başlamış demek ki.
Erdoğan’a AKBİL soruşturmasında da davasında da gözaltı ve tutuklama yapılmadı.
Hep görevini sürdürdü.
1997’de Siirt’te yaptığı “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” soruşturma ve yargılama aşamalarında da tutuklanmadı gözaltına alınmadı.
10 ay hapis cezasına çarptırıldı ve 26 Mart 1999’da Kırklareli Pınarhisar Cezaevi’ne girdi, 4 ay yatıp 24 Temmuz 1999’da tahliye edildi.
CHP’den ihraç edilmeyen Özlem Çerçioğlu AKP’ye transfer olunca dedi ki;
"Sayın Cumhurbaşkanımın himayelerinde daha fazla hizmet edeceğime bir kere daha söz veriyorum.”
Hakkındaki yolsuzluk ve usulsüzlük iddiaları ile dava dosyaları ortalığa saçılan Çerçioğlu da Erdoğan’ın himayesinde…
Erdoğan'ın himayesinde olmayan CHP'liler mi? Onlar da hapiste siyasi tutsak...
Yorumlar