Advert
Advert

Çürüyor muyuz, çürütülüyor muyuz?

Yayınlanma Tarihi : Google News
Çürüyor muyuz, çürütülüyor muyuz?
Advert
Toplumu geniş açıdan bir fotoğraf karesine sığdırmaya kalktığınızda, görüntü netleşiyor: Çatlaklar o kadar derin ki, artık yapı taşı değil, enkaz taşıyoruz. Ekonomi mi? Cebindeki para her sabah biraz daha küçülüyor, ama faturalar büyüyor. Enflasyon bir “ekonomik gösterge” olmaktan çıktı; artık sabah pazar filesine, akşam çocuk mamasının gramajına yansıyan bir utanç oldu. Bu utanç ortamında “emeksiz para” kültürü kök saldı. Bahis çeteleri, kara para baronları, kripto dolandırıcıları gece gündüz reklam yapıyor. Çünkü biliyorlar: İnsanlar umudunu yitirdiğinde, en hızlı para en kirli paradır. Adalet mi? 25-30 suç kaydı olan adamlar ellerini kollarını sallayarak geziyor. 15 yaşındaki çocuk, mahalle çetesinin “torba başı” olmuş; 18’inde kodese, 25’inde mezara gidiyor. Tecavüzcüye “kravat indirimi”, hırsıza “etkin pişmanlık”, yolsuzluk dosyasına “ticari sır” mühürü... Adalet, artık zarar görene değil, zarar verene kalkan oluyor. Toplumsal sözleşme dediğimiz şey, böyle böyle yırtılıyor. Gençlik mi? Uyuşturucu o kadar ucuz ve yaygın ki, liselerin tuvaletinde bile satılıyor. Sentetik zehir, bir nesli içten içe kemiriyor. Eğitim sistemi ise gençleri ne meslek sahibi yapıyor ne adam gibi insan. Diploma veriyor ama umut vermiyor. Sonuç: Milyonlarca genç ya göç hayali kuruyor ya da bonzai dumanında kendini unutuyor. Kültürel çürüme ise en derini. Türk ailesi çatırdıyor, iffet kavramı alay konusu oluyor, namus lafıizmi “çağ dışı” ilan ediliyor. Atatürk’ü anmak suç gibi, Lozan’ı savunmak gericilik sayılıyor. Din ise siyasetin en ucuz afyonu haline getirildi: Cuma namazı seçim mitingine, cami kürsüsü parti genelgesine döndü. Kutsal olan her şey kirletildi; şimdi ne Atatürk’ü seven rahat ne inancını yaşayan. Milliyetçilik mi? En acıklı hikâye burada. “Milliyetçi” etiketi taşıyan parti, iktidarın koltuk değneği oldu. Emekli aç, çiftçi perişan, genç işsiz, sınır delik deşik... Ama tek bir önerge yok, tek bir “Araştıralım” demiyorlar. Yolsuzluk dosyalarına “evet”, milletin feryadına “sessizlik”. Bu, milliyetçiliğin değil, milletin güveninin iflasıdır. Tarım öldü, hayvancılık bitti. Fındık piyasasını yabancı tekeller, zeytinlikleri beton lobisi yuttu. Kupon araziye villa, ormana maden, göle HES... Toprak artık bizi değil, rantı besliyor. Ve bütün bunlar, gözümüzün önünde oluyor. Kimse gizlemiyor artık; utanmıyorlar bile. Soruyorum size: Biz çürüyor muyuz, yoksa bilinçli bir şekilde çürütülüyor muyuz?
begendim
0
Begendim
bayildim
0
Bayildim
komik
0
Komik
begenmedim
0
Begenmedim
uzgunum
0
Uzgunum
sinirlendim
0
Sinirlendim
Advert

Yorum Gönder

Yorumlar