Trendyol 1. Lig’in 15. haftasında Sakaryaspor, mutlak galibiyet beklentisiyle çıktığı Ümraniyespor karşısında sahadan umduğunu alamadan ayrıldı. Alt sıralarda yer alan rakibi karşısında ortaya konan futbol ve kaybedilen puan haliyle taraftarların tepkisini topladı.
Çünkü Ümraniyespor diğer rakiplere oranla nispeten zayıf bir takımdı. Bu sebeple ne yapıp edip sahadan üç puanla ayrılmamız gerekiyordu. Fakat arzu ettiğimiz sonuca ulaşamadık.
Mesele sadece üç puan alamamak şeklinde görülmemeli. Konuştuğumuz taraftarlar da üç puan alınamamasının yanında ortaya konan futboldan daha şikayetçiydi.
Asıl kabul edilemeyecek olan da bu değil mi? Futbolda her zaman kazanacaksınız diye bir şey yok. Fakat Ümraniye gibi bir takımı kendi sahanızda mağlup edemiyorsanız ortada ciddi bir sorun vardır.
Ayrıca Ümraniye 1-0 öne geçtikten sonra üst üste bulduğu atakları gole çevirseydi halimiz daha da kötü olabilirdi. Haliyle bu tabloyu gören Sakaryaspor taraftarı da ortaya çıkan tabloya tepki gösteriyor.
Ayrıca Caner Erkin konusunda da söyleyecek bir şey kaldığını kimse düşünmüyor. Ortada anormal bir durum var. Herhalde aklı başı yerinde hiç kimse bu durumu normal görmüyordur. Caner’in bu tarzı ne sporcu kimliği ne de Sakarayspor camiasına verdiği zarar açısından kabul edilemez.
Herkes Caner’in geçmişine saygı duyuyor. Fakat bu nedir Allah aşkına! Caner Erkin hayatının hangi döneminde oynadığı bir takıma bu kadar zarar vermiştir? Bu soru önemli! Bu kaçıncı hata, bu kaçıncı yanlış, bu kaçıncı kez takımı sabote etmektir, böyle bir şey olabilir mi?
Sen takım kaptanısın, sürekli etrafa hakaret ediyorsun, senin derdin ne, amacın ne?
Artık Caner Erkin meselesi ciddiyetle bir karara bağlanmalıdır. Bu böyle gitmez. Caner gibi bir futbolcu acaba bu yaşananları kendine yakıştırıyor mu kendisine sormak gerek!
Biz böyle bir ortamda şimdi neyi konuşacağız, hangi taktikten bahsedeceğiz, oyuncu değişikliğindeki eksikliklerden mi söz edeceğiz? Artık mızrak çuvala sığmıyor. Yalnız şunu söyleyebilirim ki Sakaryaspor’da futboldan çok önce konuşulması gerekenler var sanırım. Sahadaki performanstan ziyade saha dışındaki gelişmelerin takımı daha fazla olumsuz etkilediği görülüyor.
Takımda ciddi bir konsantrasyon sorunu olduğu anlaşılıyor. Oyuncular zihin olarak maça iyi hazırlanmamış gibiler. Ne bir oyun aklı, futbola dair ne bir ciddi planlama olmadığını söylersek sanırım abartmış olmayız.
Bu gidişat pek olumlu değil. Acilen zihinsel olarak camianın toparlanması gerekiyor. Yönetim, teknik heyet bir araya gelip nerede ne yanlış varsa bu eksiklikleri belirleyip gerekiyorsa neşteri vurmalı.
Eğer bugün gereken müdahale edilmezse yarın çok geç olabilir. Daha büyük bir sorun yaşamadan önlem alınması gerektiğini düşünüyorum.
Sakaryaspor’un kadrosundaki özellikle 5-6 oyuncu belli bir kaliteye sahip. Ama maçı izlediğimizde karşılaştığımız tablo, yalnızca geçici bir form düşüklüğü değil, çok ciddi bir kriz yaşandığını gösteriyor.
Ortada bir sorun var. Profesyonel olarak futbol oynayan herkes Sakaryaspor’u izlediğinde oyuncuların maça, sahaya, futbola tam olarak konsantre olmadığını anlayacaktır.
Teknik Direktör Serhat Sütlü, bu şehrin yetiştirdiği bir isim. Formayı terletmiş, bu kulübün ekmeğini yemiş biri olarak başarılı olmasını herkes ister. Muhakkak bu tabloya en çok o üzülüyor, kahroluyordur. Hangi teknik adam takımının başarısız olmasını ister ki? Sütlü de haliyle başarılı olmak, iyi bir teknik adam olarak anılmak isteyecektir. Bunun için çok da çalışıyordur.
Ancak dediğim gibi durum biraz sıkıntılı. Ortada bir sorun olduğu çok belli. Bu sorun ya da sorunlar neyse çözüm üretilmeli, gereken müdahaleler yapılmalıdır.
Kimsenin gözünün yaşına bakmaya gerek yok. Başarı için ne gerekiyorsa o yapılmalı. Dağılmadan, paniklemeden ciddi kararlar alınmalı, yoksa çok daha büyük sıkıntılar kapıda.
Yorumlar