Böylesi örnekler son olur, bir daha yaşanmaz!

Serdivan Belediyesi’nin Aralık ayı meclis toplantısında yaşanan gergin olay, ne yazık ki öğrencilerin gözü önünde meydana gelen utanç tablosuydu. Belediye meclisini takip etmek için gelen siyaset bilimi ve kamu yönetimi öğrencilerinin izlediği ve ne olduğunu anlayamadıkları çirkin sözler, görüntüler sergilendi. İmar mevzuatının konuşulduğu bir anda CHP’li meclis üyesi Yıldıray Başlı’nın söz almaya çalışması, AKP’li meclis üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Adem Kıyak’ın el/kol hareketleri ile fiziksel saldırıda bulunması, muhalefet sözcüleri susturma çabasından öte bir tutum değil. Ortaya çıkan manzaranın savunulacak ve anlatılacak bir tarafı yok. Siyasetin dilinin geldiği yer, son dönemlerde benzeri olaylara tanıklık etmekteyiz. İktidar parti mensupları, böylesi bir dil geliştirdiler ve sanırım kendi tabanlarında karşılık bulduklarını düşünmekteler. Siyasetin rekabetçi tavrından uzak, nobran tavırların sergilendiği bir dönem yaşanmakta, kutuplaşmanın yansıması diye tanımlarsak sanırım abartmış olmayız. Özellikle son dönemlerde yaşanılan olaylar dikkat çekecek türden, iktidar parti mensubunun polisle tartışması, yurttaşla yaşanılan darbe içerikli kavga görüntüleri meselenin geldiği yeri maalesef ortaya koyuyor. Meclis toplantısında yaşanılan ise; imar konusundaki eleştirileri nedeniyle söz almaya çalışan CHP’li meclis üyesi Yıldıray Başlı’nın sözlerine sert tepki vererek engellemeye çalışan AKP’li meclis üyesi ve Belediye Başkan Yardımcısı Adem Kıyak’ın, CHP’li sıralarına eliyle sert şekilde vurarak fiziki müdahalede bulunmak. Yaşanılanların tamda özeti bu. Oysaki AKP iktidarının yaslandığı ve sıklıkla vurgu yaptığı kültür neyi tarif ediyor; Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e nasihatı akıllara geliyor; “ Ey oğul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana. Güceniklik bize; gönül almak sana… Suçlamak bize; katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana. Geçimsizlik, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlamak sana…” Sözün özü; Serdivan Belediye Meclisinde yaşanılan tartışmalar, itiraz hakkına yapılmış bir öfke patlaması. Bireysel yapılmış olmasına karşın, aynı zamanda siyasetin dilinin şekillenmesinin tezahürü. Yaşanılan kutuplaşmanın, eleştiriye gösterilen tahammülsüzlüğün bizi getirdiği yer… Umarım son olur, böylesi örnekler bir daha yaşanmaz. Sakarya’da son günlerde örnekleri sıklıkla tekrarlanan arbede barındıran görüntüler, siyasal yaşama bir şey kazandırmayacağı gibi, demokratik yaşamın gerilemesinin yolunu açacaktır. Birlikte yaşama kültürümüze verilecek en büyük zarar olacaktır. Birileri bu gidişe dur demeli, itiraz edebilme, eleştiri geliştirebilmek ve bunlara tahammül göstermek demokrasinin vazgeçilmez unsuru. Unutmamak gerek ki bugünün siyasi erkleri yarın muhalefetin temsilcileri olacak, “Koltuklar kimseye ebediyen kalmaz. Bugün senin, yarın başkasının olur. Önemli olan o koltukta otururken adaletle, edeple, insan kalabilmektir.”