Bizim suyumuzu 4 liraya mal edip 100 liraya yine bize satıyorlar... Ahhh Sapanca ahh bi rahat bırakmadılar seni!!!
Yayınlanma Tarihi :
Dün Sapanca Gölü’nden Kocaeli ve TÜPRAŞ’ın çektiği su ve DSİ'nin bozuk debi metreleri skandalını yazmıştım.
Bugün o yazının devamı niteliğinde, başka bir büyük soruna değineceğim:
Sapanca Gölü’ne ulaşmadan, kaynaklarından su çeken fabrikalar!
Bu konu yıllardır bilinir ama kimse elini taşın altına koymaz.
Oysa Sapanca Gölü her geçen gün biraz daha çekiliyor, su seviyesi dibe vuruyor.
Ve biz hâlâ “doğal güzelliğimiz, turizm cennetimiz” diyerek kendimizi avutuyoruz.
Sakarya Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı ihalelerle, Sapanca çevresindeki onlarca kaynaktan su çekiliyor.
Bu sular, “mineralli kaynak suyu” "Doğal kaynak suyu" diye şişelenip satılıyor.
Rakamlar ortada:
· Sakarya Valiliği’nin ihaleleriyle çekilen su miktarı: Yılda yaklaşık 3 milyon metreküp.
· Büyükşehir Belediyesi’nin ihaleleriyle çekilen su miktarı: 1 milyon metreküp'ün üzerinde.
Yani toplamda 4 milyon metreküpten fazla su, Sapanca Gölü’ne ulaşmadan ambalajlanıyor.
Bu miktar, Sakarya’nın bir yılda kullandığı suyun yaklaşık %1,5’ine denk geliyor.
Az gibi görünebilir ama gölün her santimetresi değerliyken bu oran bile büyük bir tahribat.
Gelin işin ekonomi kısmına bakalım:
Bugün bir vatandaş 19 litrelik damacanayı 80-100 TL arasında alıyor.
Peki o suyu kaynaktan çeken fabrikanın maliyeti ne kadar?
3 ila 5 TL!
Aradaki fark ortada: Devasa bir kazanç!
Ama bu kazançtan ne göl kazanıyor, ne Sakarya halkı…
Bu su, bu topraklardan çıkıyor ama geliri başka kasalara giriyor.
2026, 2027 ve 2029 yıllarında bu ihaleler yeniden yapılacak.
Yani su fabrikalarına yeni izinler verilecek.
Evet, bir ekonomik getirisi var ama artık bu şehrin yöneticileri, bu kaynakların kime, hangi şartla verildiğini sorgulamak zorunda.
Sakarya Valisi Rahmi Doğan da, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar da bu konunun önemini görmeli.
Bu ihaleler öyle birkaç milyonluk gelir için değil,
Sapanca Gölü’nün geleceğini kurtaracak politikalarla yapılmalı.
Artık bu işin “ekonomik getirisi” değil, “ekolojik bedeli” konuşulmalı!
Yetkililer, “Her fabrika kendisine verilen kotadan su çekiyor” diyor.
Ama soruyorum: Gerçekten öyle mi?
Bu denetimler ne kadar sık yapılıyor?
Şeffaf mı? Kamuoyuna açık mı?
Kocaeli’nin su skandalında bozuk debi metreleri bile fark etmeyen DSİ’yi gördükten sonra, hiç kimse bana bu denetimlerin “tam ve güvenilir” olduğunu söylemesin!
Sapanca Gölü hem Sakarya’nın hem Kocaeli’nin gözbebeği ama aynı zamanda en kolay sömürülen kaynağı haline geldi.
Bir yanda sanayi devleri, diğer yanda su fabrikaları...
Kaçak bungalovları, otelleri saymıyorum bile. O konuya da bir ara geleceğim.
Hepsi aynı gölden besleniyor, ama bedelini Sakarya ödüyor.
Artık bu şehir uyanmalı!
Sakarya’nın suyunu, tarım arazilerini, dağlarını, kaynaklarını bu kadar ucuz teslim etmek geleceğe ihanettir.
Sapanca Gölü sadece bir su kaynağı değil, bu kentin nefesidir.
Ve bu nefes her geçen gün daralıyor!
Son sözüm yine net:
Sapanca Gölü’nün suyu üzerinden milyonlar kazananlar, bir gün o gölün kuruduğu haberiyle karşılaşacaklar.
Ama o zaman ne para, ne ihale, ne koltuk… hiçbirinin anlamı kalmayacak.
Ahhh Sapanca ahh bir rahat bırakmadılar seni!!!
Yorumlar