Advert
Advert

Baro Kadın Hakları Merkezi’nden 25 Kasım açıklaması: “Bu bir anma günü değil, mücadele günüdür”

Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yayımladığı açıklamada, kadına yönelik şiddetin sistematik bir insan hakkı ihlali olduğunu vurgulayarak, devlet kurumlarını etkin önlem ve bütüncül politika üretmeye çağırdı.

Yayınlanma Tarihi : Google News
Baro Kadın Hakları Merkezi’nden 25 Kasım açıklaması: “Bu bir anma günü değil, mücadele günüdür”
Advert
Sakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yazılı bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, 25 Kasım’ın bir “anma günü” değil, somut ve yaptırımı olan politikaların hayata geçirilmesini talep ettikleri bir mücadele günü olduğu ifade edildi. Merkez, kadına yönelik şiddetin Anayasa’nın 17. maddesiyle güvence altına alınan yaşam hakkının ve uluslararası sözleşmelerle korunan insan onurunun sistematik biçimde ihlali olduğuna dikkat çekti. 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesine rağmen, kadın cinayetleri ve şiddet vakalarında hiçbir azalma olmadığı vurgulanan açıklamada, “Bu tablo, aile politikalarının kadınların yaşam hakkını koruyacak şekilde uygulanmadığını ve mevcut yasaların etkin kullanılmadığını göstermektedir” denildi. Açıklamada; etkin soruşturma yapılmaması, cezasızlık algısı, fail aklayıcı yaklaşımlar ve mağdur suçlayıcı tutumların hem ulusal hukuk hem de uluslararası yükümlülüklerle çeliştiği ifade edildi. Merkez, cezasızlık politikalarının her yeni kadın cinayetinin zeminini oluşturduğunu belirtti. Merkezden 6 maddelik çağrıSakarya Barosu Kadın Hakları Merkezi, kadına yönelik şiddetle mücadelede atılması gereken adımları şöyle sıraladı: • 6284 sayılı Kanun’un tüm hükümleri eksiksiz, hızlı ve etkin şekilde uygulanmalı. • Kolluk, savcılık ve yargı organları için bağımsız denetim ve zorunlu uzmanlaşma mekanizmaları oluşturulmalı. • Başvurularda mağdur suçlayıcı ve fail aklayıcı ifadeler kullanılmamalı; “uzlaştırma” baskısına ve “aile bütünlüğü” gerekçesiyle soruşturmada geri adım atılmasına izin verilmemeli. • Aile hukukunda arabuluculuk uygulamasından vazgeçilmeli. • Cezasızlık algısı doğuran iyi hâl ve haksız tahrik indirimlerinin sınırları daraltılmalı; caydırıcı cezalar esas alınmalı. • Şiddetin önlenmesi için söylem değil, somut bütçe, eğitim, politika ve denetim adımları atılmalı. “Bu bir bireysel olay değil, insan hakkı ihlalidir”Merkez, kadına yönelik şiddetin bireysel bir olay değil, sistematik bir insan hakkı ihlali olduğunu belirterek devletin yükümlülüklerinin yalnızca failleri cezalandırmakla sınırlı olmadığını; şiddeti önlemek, mağduru korumak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirecek politikalar geliştirmek olduğunu vurguladı. Açıklama, şu ifadelerle son buldu: “Kadına karşı şiddetle mücadele kararlılık ve eylem gerektirir. Kadınların yaşam hakkını korumak tüm kurumların ve toplumun ortak sorumluluğudur. Bugün değil, her gün mücadele etmeye devam edeceğiz.”
begendim
0
Begendim
bayildim
0
Bayildim
komik
0
Komik
begenmedim
0
Begenmedim
uzgunum
0
Uzgunum
sinirlendim
0
Sinirlendim
Advert

Yorum Gönder

Yorumlar