TV264’te canlı yayınlanan Muhabir Masası programının konukları Kaynarca Kulaklı ve Kayacık Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Alaattin İpekçioğlu ile SATSO 4. Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ahmet Bayrak, Sakarya’da tarım ve hayvancılığın geldiği kritik noktayı tüm çıplaklığıyla anlattı. İpekçioğlu kuraklık, maliyet artışları ve üreticinin sektörden çekilmesi nedeniyle “kara bir dönem” yaşandığını söylerken; Bayrak ise şap hastalığına değindi, artık bir pandemi yaşandığını ifade etti.
Yayınlanma Tarihi :
TV264 ekranlarında yayınlanan Muhabir Masası programında Sakarya’daki tarım ve hayvancılığın mevcut durumu masaya yatırıldı. Programa konuk olan Kaynarca Kulaklı ve Kayacık Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Alaattin İpekçioğlu ile Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) 4. Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ahmet Bayrak, geçtiğimiz iki yılın tarım açısından “en kötü dönemlerden biri” olduğunu vurguladı.
“Geçen yıl zor bir yıldı, hayvanların yiyeceği bile hazırlanamadı”“Tarımda nasıl bir dönemi geride bıraktık?” sorusuna cevap veren Kooperatif Başkanı Alaattin İpekçioğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Geçtiğimiz yıl tarım açısından kötü bir dönem geçirdik. Çok başarılı değildi ama bu yıldan ümitliyiz. Bir yıl iyi olabiliyor, bir yıl sıkıntılı olabiliyor. Geçen yıl kuraklık oldu, don yaşandı, birçok olumsuzluk üst üste geldi. Birçok üründen verim alamadık. Vatandaş hayvanının yiyeceğini bile hazırlayamadı. Gerçekten zor bir yıldı.”“2024 ve 2025 tarımın kara senesi”SATSO Meclis Üyesi Ahmet Bayrak da özellikle Sakarya’da mısır ve silaj üretiminin dramatik biçimde düştüğünü belirterek:
“2024 ve 2025, tarım ve hayvancılığın kara senesi. Mısır ve mısır silajında rekolte Sakarya’da normal üretimin yüzde 30’u civarında kaldı. Daha somut söylemek gerekirse, 100 birim üretilmesi gerekirken 40 birim üretilebildi. Bu çok ciddi bir milli kayıp. Kuraklığın etkisi çok büyüktü. Don fındık ve meyveleri etkiledi ama mısırda asıl sebep kuraklıktı.”“Artık sulama zorunlu hâle geldi”Bayrak, Sakarya’nın geçmişte sulama gerektirmeden tarım yapılabilen bir bölge olduğunu ancak şartların değiştiğini belirtti:
“Eskiden Sakarya’da çiğ ile bile mısır yetişirdi. Bu yüzden sulama sistemi yaygın değil. Konya ve Aksaray gibi illerde ciddi altyapı var ama Sakarya’da yok. Artık sulama çözümleri zorunlu. Altyapı eksik, çiftçinin bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor.”“Sütü yüzde 25 zararına veriyoruz”Tarım ve hayvancılığın en büyük problemlerinden birinin maliyet–fiyat dengesizliği olduğunu belirten Bayrak, çarpıcı veriler paylaştı:
“Kooperatiflerin aldığı süt şu an 17–18 lira bandında. Sütün maliyeti ise 23–24 lira. İnsanlar ürettikleri sütü yüzde 25 zararına veriyor.”“Kimse çalışmak istemiyor, hayvancılık geri dönüşü olmayan bir iş”Bayrak, gençlerin hayvancılığa sıcak bakmadığını da ekledi:
“Otomasyonlu çiftliğimiz var, insan gücü minimum ama yine de kimse çalışmak istemiyor. ‘Kokarım’ diyor. İnsanlar çalışmadan para kazanabildikleri için zor işe yönelmiyorlar. Hayvancılık bırakıldığında geri dönülemeyen bir iş.”“Her geçen yıl üretici kaybediyoruz”Kooperatifin yıllar içindeki süt toplama miktarını anlatan İpekçioğlu, sektörün küçülüşünü rakamlarla ortaya koydu:
“Kooperatifi 1999’da kurduk. İlk yıllarda günlük 19 ton süt topluyorduk. Şimdi aktif 74 ortağımız kaldı. Resmî olarak 123 ortak var ama her ay 1–2 kişi sektörden ayrılıyor. 100 ton süt topladığımız dönemlerde maliyetimiz 17,75 liraydı, 20 liraya satıp aradaki 2 lira ile giderimizi karşılayabiliyorduk. Şimdi yine 18’e mal edip 20’ye satıyoruz ama bu 2 lira artık soğutma ve yakıt giderini bile karşılamıyor.”“Sütün 25 lira olması gerekiyor”Devlet desteklerinin yetersiz olduğunu söyleyen Bayrak, şunları kaydetti:
“Süt desteği yıllardır litre başına 50 kuruş. Seçim öncesi 3 ay 1 liraydı sonra yeniden 50 kuruşa düştü. Genç ve kadın üreticiye 60 kuruş, yaşlılara 40–50 kuruş gibi bir ayrım geldi ama toplamda yine 1 lirayı bulmuyor. Bizim yaşayabilmemiz için sütün en az 25 liraya satılması gerekiyor.”“Market rafındaki süt 40–45 lira, üretici yine kazanamıyor”Bayrak, üretici fiyatı ile market fiyatı arasındaki makasın giderek açıldığını belirtti:
“Kooperatiften 20 liraya alınan süt markette 40–45 liraya satılıyor. Son 5 yılda sütün fiyatı yüzde 400, etin fiyatı yüzde 600 arttı ama maliyetler çok daha fazla arttı. Elektrik 8 binden 80 bine çıktı. Su kademeli tarifeyle birkaç kat arttı. Üreticinin bu maliyetlere dayanması mümkün değil.”“Hayvan varlığının yüzde 25’i kaybedilecek”Şap hastalığının artık bir salgını aştığını söyleyen Bayrak, çok ağır bir tablo çizdi:
“Şap artık pandemiye dönüştü. Tahminim Türkiye hayvan varlığının en az yüzde 25’i bu dönemde kaybedilecek.”“Bazı köylerde hayvan bile kalmadı”Hayvansal üretimin geriye gittiğini belirten Bayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bazı köylerde hayvan bile kalmadı. Alaattin Abi kooperatifçilik yapıyor, küçük üreticiden süt topluyor. Ben daha büyük ölçekte üretim yapıyorum ama köylerde hayvancılık bitmiş durumda.”
Yorumlar