102 Yıldır Aynı İnançla: Yaşasın Cumhuriyet

Cumhuriyet 102 Yaşında: Bir Milletin Kaderini Değiştiren Karar Bir asır önce bugün, milletin iradesi tarih sahnesine altın harflerle yazıldı. 29 Ekim 1923’te, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde ilan edilen Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim değişikliği değil; özgürlük, eşitlik ve çağdaşlığın temellerini atan büyük bir devrimdi.

Milletin Kendi Kaderini Yazdığı Gün Kurtuluş Savaşı’nın ardından bağımsızlığını kanıyla, inancıyla kazanan Türk milleti, 29 Ekim günü kaderini kendi ellerine aldı. Atatürk’ün, “Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun idare, Cumhuriyet idaresidir.” sözleri, bu büyük dönüşümün en net ifadesi oldu. O gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan oylamayla devletin yönetim biçimi resmen Cumhuriyet olarak kabul edildi. Aynı gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Ankara semalarında yankılanan 101 pare top sesi, bir milletin yeniden doğuşunun simgesi haline geldi. Bir Ulusun Yeniden Doğuşu Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; halkın kendi geleceğine sahip çıkma iradesinin adıydı. Artık yöneten tek bir kişi değil, halkın kendisiydi. Eğitimden hukuka, sanayiden bilime kadar yapılan köklü reformlarla Türkiye yepyeni bir yola girdi. Kadınlar eğitimde, iş hayatında, siyasette yer buldu; laiklik, çağdaşlaşma ve özgürlük kavramları toplumsal yaşamın merkezine yerleşti. Cumhuriyet Bayramı: Bir Milletin Ortak Gururu 29 Ekim, bir milletin geçmişine duyduğu saygının, geleceğe olan inancının bayramıdır. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında dalgalanan her bayrakta, Atatürk’ün attığı o imzanın izleri vardır. Her çocuk, her genç, her vatandaş bu mirasın sahibidir. Çünkü Cumhuriyet, bir kişiye değil, bütün bir millete aittir. Geleceğe Emanet Bir Değer Cumhuriyet, geçmişin anısıyla değil, geleceğin umuduyla yaşar. Bu ülkenin sokaklarında özgürce yürüyebiliyorsak, düşüncelerimizi korkmadan ifade edebiliyorsak, bu Atatürk’ün vizyonu ve milletin cesareti sayesindedir. Bugün 102 yaşında olan Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; bağımsızlığın, çağdaşlığın ve eşitliğin teminatıdır. Ve bizler, o büyük emanetin koruyucularıyız. Yaşasın Cumhuriyet!